Çocukların için KATLANMA, Çocukların için MUTLU OL!!!
Gerçekten her boşanma bir başarısızlık mıdır? Boşanmak kötü anne baba olmak demek midir? Çocuklar için herşeye katlanmak gerekir mi? Boşanmış ailelerin çocukları mutsuz mudur gerçekten?
Gerçekten her boşanma bir başarısızlık mıdır? Boşanmak kötü anne baba olmak demek midir? Çocuklar için herşeye katlanmak gerekir mi? Boşanmış ailelerin çocukları mutsuz mudur gerçekten?
Aslında bütün bunlar toplumsal mitlerdir. Çok sayıdaki araştırma çocukların boşanmadan sonra gözlemlenen psikolojik sorunlarının çoğunun aslında ayrılıktan önce de mevcut olduğunu bulmuştur. Hatta pek çok çalışma, yüksek çatışmalı ailelerin çocuklarının boşanmadan sonra daha iyiye gittiğini göstermiştir. Bu bilgi şaşırtıcı değildir aslında… ebeveynler arasındaki çatışma ilk olarak çocuğun duygulanım düzenlemesini bozar. Yoğun bir stres ve kaygı altında çocuklar hem ebeveynleri ile kendi ilişkilerini düzenlemek hem de ebeveynleri arasındaki ilişkiyi düzenlemek ihtiyacı hissederler. Çünkü çocukların en temel iki ihtiyacı güvenlik ve sevgidir. Oysa çatışmanın, ve mutsuzluğun hakim olduğu bir ortamda bu iki temel gereksinimlerini karşılamaları mümkün değildir. Üstelik unutulmamalıdır ki “nasıl olsa anlamaz” sanılan çocuklar pek çok yetişkinden çok daha çabuk hisseder ve etkilenirler gizli tutulduğu sanılan çatışma ve mutsuzluktan….. Örneğin, araştırmalar, yoğun stres yaşayan annelerin bebeklerinin daha fazla gaz sancısı çektiklerini ve daha çok ağladığını göstermektedir. Dolayısıyla, sevgi ve güvenlik için gerektiğinde günah keçisi rolünü oynayarak hem ilgiyi üstlerine çekmeye hem de çatışmayı durdurmaya çalışırlar. Okulda yaşanan sorunlar, davranış bozuklukları, ve hatta psikosomatik pek çok sorun aslında çocuğun değil ailenin bozuk sisteminin yansıması olarak ortaya çıkar.
Buna rağmen aileler, toplum, sistem ve hatta devlet hala evlilikleri güçlü bir biçimde desteklerken boşanmaları en hafif haliyle başarısızlık olarak değerlendirme ve önlemek için çabalama eğilimi göstermekte. Hele bir de çocuklar varsa boşanma tarafların sadece eş olarak değil ebeveyn olarak da başarısız, sorumsuz, umursamaz olmalarının bir işareti kabul edilebilmektedir. “çocuğun için dayanacaksın.”, “herkesin derdi var, bak onlar boşanıyor mu?”, “çocuğun annesiz/babasız büyür, daha mı iyi olacak sanıyorsun?”… ve hatta “hep mutlu olunmaz ya canım, bunun için boşanılır mı?” Tüm bu suçlamalar sadece dışarıdan geliyor olsa bireyler için mücadele etmesi belki çok zor olmayacak, ancak aynı cümleler ve çok daha sert olanlarının kişinin kendi zihnini de esir etmesi boşanma kararı almayı çok daha zor ve travmatik hale getirebiliyor.
Oysa tam da iyi birer anne baba olabilmek için bazen boşanabilmek gerekir. Önemli olan boşanma sürecinin sağlıklı ve yapıcı geçirilmesidir. Çünkü çocuklar için asıl travmatik ve yaralıyıcı olan anne babanın ayrılmasından çok boşanma öncesinde, boşanma sırasında ve hatta bazen boşanma sonrasında devam edebilen çatışma halidir.
Peki ÇATIŞMA nasıl önlenebilir? Çatışmadan boşanmak mümkün olamaz mı? Çocuklar etkilenmeden geçirilebilir mi bu süreç?
Boşanma süreci sadece duygusal zorluklar değil ekonomik ve sosyal zorluklarla da başetmeye; yeni bir sistem kurmaya çalışan taraflar açısından az veya çok stresli bir dönem olacaktır. Ancak çatışmak tarafların boşanmaya yüklediği anlam ve kullandıkları sağlıksız iletişim biçimleri ile başetme stratejilerinden kaynaklanır. Bunun için gerektiğinde yardım da alınarak taraflar öncelikle kendi başetme stratejilerini güçlendirmelidir. Ayrıca bunun çocuklar üzerindeki etkisini çok aza indirmek mümkündür. Stres altında tüm enerjilerini “devam etmek” için harcarken, tarafaların, çocuklarını gözden kaçırmamak için ortak çaba gösterebilecekleri mekanizmalar kurmaları çok önemlidir.
Daha önce de ifade edildiği gibi çocuklar için önemli olan sevgi ve güvenliktir. Çocukla dürüst ve samimi bir ilişki ön koşuldur. Bununla kastedilen çocuğu çatışmada destek kuvvet olarak görmemek, haber güvercini veya ajan olarak kullanmamak, onu hediye veya vaatlerle kandırmaya çalışmamaktır. Çocuğa, taraflar, mutsuz olduklarını ve mutsuz yaşamak istemediklerini, başka yolları kalmadığını ama bu mutsuzluğun sebebinin hiç bir şekilde kendisi olmadığını anlatmalıdır. Bunun ötesinde hem anne hem de baba çocuğa değerli ve önemli olduğunu duyumsatmalı; kaliteli zaman geçirmeli ve çocuğa ona olan sevgilerinin hiç bir zaman değişmeyeceğini göstermelidir. Tüm bunlar söylenirken çok kolay, yaparken gerçekten zor mudur, peki? Bence değil..
Yeterki kendimize güvenelim ve gerektiğinde yardım istemesini bilelim…